Page 165 - NYXmag_SAYI_001
P. 165
Per Animo Ad Astra
İlk fark ettiği
Güneş’in de, diğer gök cisimlerinin de
sağdan sola hareket ediyor oluşlarıydı.
Güneş batmış, yıldızlar doğmuştu. İlk fark ettiği “Olsa ne olur sanki?! Her halükarda başka bir yerde
Güneş’in de diğer gök cisimlerinin de sağdan sola aynı olayın gerçekleşme zamanını bilmem lazım!”
hareket ediyor oluşlarıydı. Takım yıldızların birkaçını
tanısa da çoğu alışkın olduklarından farklı idi. Kutup “Bir dakika, bir da-ki-kaaaa, Güneş!!!” diye haykırdı.
yıldızı da yoktu. Güney yarımkürede olduğunu “Güneş zamanı, gündoğumu, batımı, hayır hayır, bunlar
anlamıştı. enleme de bağlı. Öğlen, en yüksek nokta!.. Evet,
buldum!!!”
Göğün hareketini gece boyu izleyerek eğer olsaydı
güney kutup yıldızının olacağı noktayı kabaca “Burada Güneşin en yüksek noktada olduğu zaman ile
tahmin etti ve bu noktanın, yani Nadir’in, ufuktan evimdeki güneş öğle vakti arasındaki fark ile boylam
yüksekliğinin yaklaşık üç yumruk, yani 30 derece farkını hesaplayabilirim.”
olduğunu gördü.
“Tamam, şimdi evdeki güneş saati öğlenini, güneşin
“30 derece güney enlemindeyim. Peki boylam?” en yüksekte olduğu noktayı bulmam lazım. Onun
da güneşin doğuş ve batışının tam ortası olduğunu
Boylam!.. Boylam tayini büyük bilginleri yıllarca, biliyorum. Güneşin doğuş ve batışını da kabaca
asırlarca düşündürmüş; bulunan tüm yöntemler biliyorum! Bitti bu iş!” dedi ve heyecanından bir
bir gök olayının Dünya üzerinde iki farklı noktada miktar kaybederek “tabii ki kolumdaki saatin hala
gözlenme zamanları arasındaki farka dayanmıştı. evimdeki zamanı doğru gösterdiğini kabul edersem.”
diye ekledi.
“Boylam tayini, boylam ta-yi-ni, boy-lam tayi-niiii...”
diye farklı hecelere basarak sesli düşünmeye başladı. Sabah gündoğumundan önce uyandı. Güneşin doğuş
“Farklı yerlerden gözlenen tutulmaların zamanını saatini de kullanabilirdi eğer evi ile aynı enlemde
kaydederek boylam farkını buluyorlardı.” diye fısıldadı olsaydı. Mecbur öğle vaktini bekleyecekti.
saçları ile oynarken bir yandan.
Bu arada etrafı keşfe çıkmaya karar verdi. Yüksek bir
“Peki başka nasıl bulunuyordu boylam? Düşün kızım, yerlere çıkarsa iyi olacağını düşünerek ileride gördüğü
düşün!” derken saatine bakıyordu. Bir an saatinden tepeye doğru yürümeye başladı.
yansıyan ay ışığı gözlerini kamaştırdı bir an. “Ay!” dedi,
“Ay ile oluyor muydu? Tutulma, bir cismin önünden Güneş iyice yükselip en yüksek noktaya yaklaştığında
geçişi falan?...”. tepeden etrafı seyrediyordu. Gerçekten de bir adada
idi; ıssız adada...
NYX
165