Page 326 - NYXmag_SAYI_015
P. 326

kaydı yapar gibi kaydedildiğini, dosyalandığını     bir uzman olan Hirsch belli konularda fikri mülkiyet,
            gösterdi. Biz bilgisayarda neyi kaydettiğimizi biliyoruz   telif hakları gibi çalışmalar yapmış ama bunlar
            ama insan kendi beynine neler kaydedildiğini        nerdeyse kullanılmamış bile.
            büyük ölçüde bilmiyor, çünkü ona bunu bilebileceği
            öğretilmiyor. Bilebileceği, öğretilmediği için bir gün   1960 ve 70’lerde ise büyük sorunlar yaşandı.
            o kaydedilmiş bilgilerden bir şey çıkıp onun önüne   Demek ki hala bizim sanat kavramını yeterince
            geldiği zaman mucize olduğunu zannediyor. Halbuki   anlamadığımız ve sanat kavramının değerlerinden
            o mucize değil o kaydedilmiş bir bilgi. O bilgi bir   de yararlanamadığınız, bu değerleri bir kriter olarak
            şekilde ortaya çıkıyor. Biz beyin bilimini biliyorsak,   kullanamadığımız ortaya çıktı.
            yaşadıklarımız ve
            geçmişimizdeki o bilgileri                                                 Sanata evet
            de bilip, yaşadıklarımızla                                                 platformunun
            kendi aramızda bir bağ                                                     çalışmaları nelerdir?
            kurabiliyorsak ona
            farkındalık diyoruz. O                                                     Bu platform ve düşünce
            farkındalık çerçevesinde                                                   geçmişteki algıyı
            beynimizi kontrol                                                          değiştirerek sanat
            edebiliriz. Yani beynimde                                                  kavramının insanlara yol
            benim bu kayıt var mı                                                      gösterici bir içeriğe sahip
            yok mu? İşte o nedenle                                                     olduğunu anlatmak istiyor.
            insanların çocukluklarını                                                  Atatürk’ün 'sanatsız
            hatırlamaları, yaşadıkları                                                 kalan bir toplumun hayat
            ortamı hatırlamaları, aile                                                 damarlarından biri kopmuş
            dizininde onların ortaya                                                   demektir' sözünden yola
            çıkması insanlara önemli                                                   çıkarsak, orada sanatsız
            katkılarda bulunuyor.                                                      kalmaktan kastettiği şey
            Dolayısıyla sanat kavramı                                                  bu düşünce yapısı. Şu
            işte bütün bunları                                                         anda o damarın kopuk
            kapsıyor.
                                                                                       olduğunu düşünüyorum.
                                                                                       Bu düşünce yapısına sahip
            İnsan sanat kavramının                                                     olan toplumun o damarını
            içeriğini iyi anladığı                                                     tamir ederek, algıyı
            zaman bütün bunları                                                        değiştireceğiz.
            düşünebilir hale geliyor.
            Ama sanat kavramının içeriğini iyi anlamadığı zaman   Bu çerçevede bir sürü örnek yaratmaya çalışıyoruz.
            tak fişi bitirişi oluyor. Sadece sonuca baktığı için   Daha önce de pek çok şey yaptım. Örneğin 5 Nisan
            arkaya bir miras kalmıyor, bir gelişme kültürü, o   kararıyla tasarruf tedbirleri uygulandığı zaman
            toplumun kendi yaratıcılığını geliştirdiği bir süreçten   ben devlet tiyatrolarında genel müdürdüm. Orada
            söz edemiyoruz. Hatta o süreci yaratanları neredeyse   büyük bir kampanya açtık. Sanata evet kampanyası
            büsbütün silmeye çalışan bir tavrımız bile var. Yani   ve dedik ki sanatın tasarrufu olmaz. Kullandığınız bir
            hatırımızda kalan, unutulmamış kişilerin birer kültür   gazeteyi bize getirin, biz onu değerlendirelim dedik.
            mirası olarak değerlendirilmesi gerekirken biz      Aşağı yukarı 20 gün içinde Türkiye'de 160 ton gazete
            onları bile unutturmaya çalışıyoruz. Belleksiz bir   toplandı. Bu gazeteleri SEKA’ya satarak o gün 3 milyar
            toplum yaratmak sanki bize biçilmiş bir kadermiş    Türk Lirası elde ettik. Ve bu parayla Trabzon Devlet
            gibi görünüyor, ama insan kendi kaderini kendi      Tiyatrosu'na faks makinesi, Sivas Devlet Tiyatrosu'na
            çizebilme yetisine de sahip olmalıdır. Dolayısıyla sanat   marangozhane için bir hızar makinası, Antalya Devlet
            kavramı esasında burada olduğu gibi farkındalığı    Tiyatrosuna bir piyano satın aldık. Ankara Devlet
            ifade ediyor. Yaşadığımız her şeyin farkına varıp, bu   Tiyatrosu'nun turne otobüslerinin iç karoserlerini
            farkındalık çerçevesinde eğer yaşadıklarımız bizde   değiştirdik.
            soruna dönüşüyorsa, o sorunların nedenlerini bulup
            o nedenlerin çözülebilmesi için de fikir üretmek
            gerekiyor.                                          Tasarruf tedbirlerinin olduğu bir dönemde bunu
                                                                yapabildiysek bu bizim toplumumuzun sanata eveti
            Fikir üretmek önemli bir şey. Ama fikir üretmek bizde   nasıl anladığının da bir göstergesidir. O 160 ton
            1960’lar, 70’lerde suç olarak kabul ediliyordu. O halde   gazetenin toplanması da bunun göstergesidir. Ben
            bizde fikri mülkiyet hakkı enstitüsünün kurulmayışı da   o günlerde Ankara'daki pek çok okulda konferanslar
            bir tesadüf değil demektir! 1605’te Bern’de kurulan   verdim. Bu önemli bir şey. Uluslararası pek çok
            bir kuruluş dünyada yaygın bir kültürü temsil ederken   toplantı yaptık. Devlet tiyatrolarının oyunları yurt
            biz bundan habersiz gibi davranmışız. 1949’da Alman   dışına gittiler yurt dışından övgüler geldi Türkiye’ye.


                                                            NYX
                                                           326
   321   322   323   324   325   326   327   328   329   330   331