Page 328 - NYXmag_SAYI_015
P. 328

Oyunculuk ve yönetmenlik kariyeriniz                Son sorum yeni projeleriniz, çalışmalarınız
            boyunca unutamadığınız bir anınızı                  var mı?
            paylaşabilir misiniz?
                                                                Ankara'da pek çok oyun yönettim. Bunların hemen
            Bir sürü var tabi, şimdi ilk aklıma geleni anlatacağım.   hepsi yurtdışı festivallerine katıldı ve ödüller aldı.
            Tunus'ta uluslararası bir gruba yaratıcı oyunculuk   İstanbul'da ‘Uyandığımda Sesim Yoktu’ diye iki
            ve drama atölye çalışması yönetiyordum. Burkina     kişinin oynadığı, ama aslında tek kişiyi temsil eden iki
            Faso'dan, siyahi bir oyuncu hanım da geldi. İlk geldiği   kişinin oynadığı bir oyunu yönettim. Bu benim belki
            gün çok utangaçtı. Atölyelerimizde beden dili,      de bugüne kadar yaptığım en az kadrolu oyundu. Bu
            vücutla çalışma, ısınmalar, egzersizler yapılıyordu.   oyun da uluslararası alanda çok başarılı oldu. Bir sürü
            Sabahtan öğlene kadar provalara katılmadı, sadece   ödül aldı. Hâlâ da oynuyor. Daha önce bahsettiğim
            izledi. Öğleden sonra yanıma geldi ‘bugün öğleden   Yunanistan'da yapılan proje şu anda beni çok etkiliyor.
            sonra çalışmalara katılabilir miyim’ dedi? Sen zaten   Shakespeare'in, eğer bütün dünya bir sahne, bütün
            buraya katılmaya geldin, katılmadın dedim. Ama      insanlar birer aktör ve aktrist sözünden yola çıkacak
            bana bir şey söylemediniz dedi. Söylemedim, sen     olursak, 10. sanat gastronomiyi dünya sahnesinde
            kendi kendine karar verirsin diye bıraktım dedim.   gündeme getirip oradaki tartışmayı açabilmek beni
            Sabahleyin katıl diyebilirdiniz dedi. Herkes katılmış   çok etkiliyor. Yapmayı düşündüğüm yeni oyunlar
            bir tek sen oturuyorsun, kendin görmüyor musun      var. Benim yazdığım oyunlar var. Mesela Abdül
            dedim. Anladım, çok özür dilerim dedi. Öğleden sonra   Cambaz’la ilgili bir oyun var. Bunun sahnelenmesini
            katıldı. Bu çalışmalar 15 gün sürdü. 15 gün sonrasında   çok istiyorum.
            müthiş bir gelişme gösterdi, hatta ortak yaptığımız
            grup gösterisinde başrolü oynadı. Çok da beğenildi.   ‘Ya Tutarsa’ isimli bir oyunum var. Göle maya çalıp
            Sonra vedalaşma zamanı geldi. Hep birlikte oturduk,   ya tutarsa diye yoğurt yapma hikayesi. Bu oyunum
            çay, kahve eşliğinde sohbet ettik. Ben de dahil herkes   Sıfırdan Yayınları tarafından yayınlandı. Fransızca'ya
            kendi ülkesine dönecek. Gruptaki diğer katılımcılar   da çevrildi. Fransa'da da okunuyor. Fransa'da oynanma
            ona bir sorsana ilk gün esasında o ne hissetmişti   ihtimali de söz konusu. Bu yıl 27 Mart Dünya Tiyatro
            dediler. Sormayacaktım, sor sor diye ısrar ettiler o   Günü bildirisini yazma görevi bana verildi, onu yazdım.
            yüzden sordum. Kız da ilk günkü utangaçlığını atmış   Yeni oyunlar yazıyorum. Uluslararası drama çalışmaları
            bir şekilde, gayet neşeli ve gülerek, hatta kendisini   yapmak gibi daha birçok proje var.
            eleştirerek dedi ki, açıkçası ben ilk geldiğim gün siz
            orda çalışmaları yaparken, o kadar kendime benzer   Bunların dışında yaşanmış hikayeleri toplamak
            düşünceler üzerinde pratik yaptığınızı gördüm ki, ben   istiyorum. Bir kampanya açıp, bir merkez oluşturup,
            sanki başka insanları plastik, bir tek kendimi gerçek   orada yaşanmış hikayeleri toplamak, bunları kitap
            zannediyordum. O gün anladım ki bütün insanlar      yapmak, hatta senaristlere ve oyun yazarlarına
            birbirine benziyor. Onun için öğleden sonra katılmak   kaynak olmasını sağlamak istiyorum. Hatta bu konuyla
            istedim dedi.                                       ilgili seminerler yapmak gerektiğini düşünüyorum.
                                                                Sahnelerde gördüğümüz ya da televizyonda
            Halbuki bana katılmam için sen söyleseydin          gördüklerimizden çok daha enteresan hikayeler var
            demişti ama esası buymuş. Bu çok hoş bir örnektir.   hayatta, ama bunlarla kimse uğraşmıyor. Bu hikayeleri
            Shakespeare diyor ki bütün dünya bir oyun sahnesi,   ortaya çıkarmak istiyorum.
            perdeleri bilgi çağı olan bu sahnede bütün insanlar
            birer oyuncu.

            Eğer bütün insanlar dramada olduğu gibi oyunculuk
            eğitimi alabilirlerse esasında kendilerini tanımak,
            karşısındakiyle benzerliğini bulmak, onun söylediği
            yanlış bir lafın, bir davranışın nereden kaynaklandığını
            anlamak, tolere etmek, acaba esas bunu mu demek
            istedin, yoksa değil mi gibi sorarak belki düzeltilmesini
            sağlamak gibi çözümler üretilebilir. Ama bu düşünce
            biçimi olmadığı zaman ne yapıyoruz çata çat mahalle
            kavgası dediğimiz türde kavgalara giriyoruz. Üstelik
            hiç de anlamı olmuyor. Yani ortada esas sebep
            unutulduktan sonra büyük olaylar bile çıkabiliyor.
            Neden olmuş bu diye sorduğunuz zaman bakıyorsunuz
            hatırlamıyorlar, konu bağlamından kopuyor. Niye
            insanlar gidip tiyatro izliyorlar, kendi kişiliklerini
            tanımak istiyor ve benzerlikleri bulmaya çalışıyorlar.



                                                            NYX
                                                           328
   323   324   325   326   327   328   329   330   331   332   333