Yoganın İnsana En Büyük Hediyesi, İnsanın Kendisi Olabilmesi

Writer: Nurgül Eryıldır Günay

Date: 13/05/2024

PAYLAŞ

Serra Sağra / YogaKioo Türkiye / Kurucu Ortak

Röportaj: Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]

Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, eğitimine Marmara Üniversitesi’nde devam ederek; farklı birçok alanın renkleriyle tanışmasına olanak sağlayan İletişim Fakültesi Halka İlişkiler Bölümü’nü bitirdi. Aileden gelen merakla da yönetim alanında uzmanlaşmak üzere San Francisco State University’de MBA yaptı.

Yaşadığı deneyimlerin ardından var oluşu üzerine içinde büyük bir merak uyanan Serra Sağra, 2009 yılında yoga ve meditasyona yöneldi ve yolu Çetin Çetintaş ile buluştu. Hayatını pratiğe dönüştürme süreci, 2009 yılında Çetin Çetintaş’la kurduğu usta çırak ilişkisi üzerinden yol aldı ve bir yogi olarak brahmaçarya yaşama geçti. Bu süreçte Uzakdoğuda birçok aşramda eğitimlere katıldı ve manastır hayatını uzun soluklu olarak deneyimledi. 13 yıl süren bu yolculuk, 2022 yılı itibariyle yerini artık ustalığa bıraktı.

Dünya’nın en büyük yoga okulu YogaKioo Türkiye ortak kurucusu olan Serra Sağra, 2016 yılından bu yana YogaKioo Institute Avrupa Sorumlusu olarak, öğretinin sunduğu zamansız bilgilerin daha çok kişiye ulaşması için çalışmaktadır.

İlk kitabını, yoga öğretisinin dayandığı Yoga Sutralar’ın yazarı Patanjali üzerine yazdı. Ocak 2021’de yayınlanan “Patanjali & Ne Olduğunu Anlamak İstiyorsan Ne Olmadığına Bak” adlı bu eseri ile kendi özünün peşinde olan insanlar için bir kaynak daha yarattı.
Sonraki kitapları, 2018 yılından bu yana üzerine yoğun bir şekilde çalıştığı Mahabharata Destanı üzerine oldu. Eğitimlerini de verdiği bu zamansız muazzam eserin daha fazla insana ulaşması ve destanın içerdiği bilgilerin daha anlaşılır olması adına; Destan’ı 4 kitaplık seri olarak özgün anlatımıyla yazmaya başladı ve serinin ilk kitabı olan “Mahabharata Ateş”i Ekim 2021’de, “Mahabharata Toprak”ı Şubat 2023’te okuruyla buluşturdu.

Serra Sağra ile yoga yolculuğu ve bu alanda yaptığı çalışmalarla ilgili konuştuk.

Yoga ve meditasyona nasıl başladınız, bu yolculuğunuzu biraz anlatır mısınız?

Kendine dair bir merak içinde olan hemen hemen herkes hayatının bir noktasında “hayat bundan ibaret mi?” diye sormuştur. Benim de hayatımda, yaşadıklarımın içinde daha derin bir anlam aradığım böyle bir dönemde, yoga ve meditasyon pratikleri hayatıma girdi. Bir sabah daha önce meditasyon pratiğim olmamasına hatta ne olduğunu bile tam bilmediğim halde “Meditasyon yapmalıyım” diye uyandım. Nasıl yapıldığını biraz araştırdıktan sonra şimdi artık gülerek hatırladığım (etrafımda gürültü yapanlara “sizin yüzünüzden dikkatim dağılıyor dediğim”) o ilk meditasyon oturuşlarım başladı. Bundan iki ay sonra da yoga hayatıma girdi ve bir daha da hiç çıkmadı.

Brahmaçarya yaşam nedir, aşramlarda ne tür eğitimlere katıldınız?

Yoga pratiğinde brahmaçarya gerçeğin farkında olarak yaşamak (yani yaptığınız her eylemin farkında olarak) ve cinsel saflıktır. Bunun da basamakları var. En üst seviyesi herhangi bir cinsel ilişkide bulunmayarak içeride var olan bu yaratım enerjisini (yeni bir birey yaratacak kadar güçlü olan bu enerjiyi) pratiğe vererek, kendi tekâmül yolculuğunuzda ilerlemek için kullanmaktır. Böyle bir gücü pratiğine yansıtan biri kendi yolunda yıkılmaz adımlarla ilerler. Bunun bir alt seviyesi tek eşlilik, zina yapmamaktır. Bunlar kulağa sadece ahlakla ilgili kurallar gibi gelse de esasında arkasında hep teknik nedenler vardır. Sürekli farklı insanlarla birlikte olan birinin enerjisi aynı oranda dağılır. Kendine doğru giden biri bu enerjinin dağılmasını ya da boşa kullanılmasını istemez. Brahmaçarya dikkati genel olarak cinsel saflık kısmı çekse de sadece cinsel saflık üzerine kurulu değil aynı zamanda yaptığın her eylemde bir bütünün parçası olduğunu, sonsuzun bir parçası olduğunu, kendi içindeki o sonsuz gücü hatılayarak eylemde bulunmaktır. Örneğin yalan söyleyen ya da birini aldatan biri bunu sadece kendisinin bildiğini düşünse de brahmaçarya pratiğindeki biri kendi içindeki sonsuzla hareket etmek istediğinden her eyleminin bütünün dahilinde olduğunu bilerek hayatının her anında erdemli davranmaya çalışır.

Aşramlarda yoganın bütün kolları ki buna meditasyonda dahil, Sanskrit ve çeşitli felsefe eğitimlerie katıldım. Aşramların genelde yoğun bir pratiği oluyor. Yoga pratiğinizdeki ihtiyacınıza göre o eğitimlere katılıyorsunuz. Aşrama gittiğimde en çok ihtiyacım olan eğitimler felsefe ve meditasyon üzerineydi.

Yoganın beden, zihin ve ruh üzerindeki bütünsel etkilerinden bahseder misiniz? Bu etkileri günlük yaşantınızda nasıl hissediyorsunuz?

Yoga insanın kullanım kılavuzu. Sadece fiziksel olarak değil insanı sizin de söylediğiniz gibi zihinsel olarak da kuvvetlendiren muhteşem bir prensip. İnsanın zihninde hayattaki her şeye ve kendine dair kalıplar var. Yoga insana zihnindeki bu kalıplardan çok daha ötesi olduğunu göstererek, gerçekten yaşamak istediği gibi yaşamasına olanak sağlıyor. İnsanın değişebilmesi ve gelişebilmesi için öncelikle kendini görebilmesi gerekiyor. Kendini görmeye başlayınca artık hayatın içinde otomatik tepkiler vermek yerine farkındalıklı eylemlerde bulunmaya başlıyorsun.

Ben yoga pratiklerinden önce fevri diyeceğimiz bir karakterdim, bir anda parlardım. Bu aslında ateş elementi ile ilgili bir konu. Ateşimi nasıl dengeleyeceğimi bilmediğimden içimdeki ateş bu şekilde ortaya çıkıyordu ve haliyle bunun sonuçlarını da yaşıyordum 🙂 Pratikler sayesinde içimde yaşadıklarımı neden yaşadığımı görerek ve bu dengeyi kurarak kaybolmak yerine farkındalıkla yaşamaya başladım.

Yoganın insana en büyük hediyesi insanın kendisi olabilmesi. O kadar kendimizi başkalarıyla kıyaslayarak var oluyoruz ki bir türlü kendi varlığımızın ne kadar güzel ne kadar kendine has, eşsiz olduğunu göremiyoruz.  Bu nedenle de hep bir eksiklik ve başarısızlık duygusu ile var oluyoruz. İnsan kendi değerini kendi içinde bulamadığı müddetçe hep bir yerlerde bunu arıyor ki ben de bunu çok yaptım. Bu yüzden bu konular üzerine çok konuşuyorum ki herkes kendi olabilsin.

Yoganın temel metinlerine ilk kaynağından ulaşmak için Sanskrit dilini öğrenmişsiniz. Orijinal kaynaklardan edindiğiniz bilgiler size neler kazandırdı?

Sanskrit yogayla ilgili tüm eski yazıtların temel dili. Sanskrit dilini bilmek benim gibi sürekli yazıtlar üzerinde çalışan biri için çalıştığınız konuda netleşebilmenizi sağlıyor. Fakat konu sadece bu dili bilmek değil. İnsan çok iyi Sanskrit bilebilir fakat günün sonunda üzerinde çalıştığı konu hakkında ne kadar pratiği varsa o konuda ancak o kadar derinleşebilir.

Yoga yapmak için belirli sağlık kriterleri ya da yaş aralığı var mı, herkes yoga yapabilir mi?

Hangi yaşta olursa olsun herkes yoga yapabilir. Elbette fiziksel bir sorunu olanların mutlaka doktorlarına danışıp yapmasını öneririm. Fakat güçsüzüm, esnek değilim, yaşım ileri gibi düşüncelerin hiçbiri yoga yapmaya engel değil. Hangi yaşta olursa olsun düzenli pratiği olan herkes mutlaka esner de güçlenir de ve en güzeli zihinsel olarak da güçlenecekleri için hayat kaliteleri artar.

YogaKioo Institute Türkiye’nin projesi olan Kioo Retreat Center’da ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Kioo Retreat Center’da birçok farklı uzmanlık programı, kamplar ve inzivalar düzenliyoruz. Belli aralıklarla düzenlediğimiz ücretsiz meditasyon inzivaları ile birçok kişi merak ettiği bu pratikle buluşuyor ya da derinleşiyor. Aynı zamanda yoga başlangıç etkinliği gibi etkinliklerle daha önce yoga pratiği deneyimi olmayan öğrencilerimiz yoga ile tanışıyor.

Fakat Kioo Retreat Center bizim sadece kendimiz için kurduğumuz bir inziva merkezi değil. Dileyen herkes kendi grubu ile gelerek kamp yapabilir ve aynı zamanda bireysel olarak da gelerek Kioo Retreat Center’ın günlük pratik programlarınıza katılabilir.

Hangi yoga türlerine odaklanıyorsunuz ve yoganın sağlık üzerindeki faydaları nelerdir?

Raja yoga üzerine pratikler yapıyoruz. Yoganın sağlık üzerindeki etkisi üzerine binlerce araştırma var. Artık tamamlayıcı tıbbın içerisinde medikal tedavilere destek olarak dünyanın birçok ülkesinde hastanelerde yerini almış olan medikal yoga var. Yoga yapmak her şeyden önce stres yönetimini sağladığı için muazzam bir fayda sağlar ki stres yönetimi muazzam önemli bir konudur. Hem bedenin hem zihnin sağlığını artıran bir süreç olduğundan kalp, cilt, solunum sağlığı gibi saymakla bitmeyecek birçok faydası vardır.

Beden farkındalığı nedir? Kendi bedenine yerleşmek ne anlama geliyor?

Yoganın ilk kazandırdığı şey beden farkındalığı. Bedenimizi bütün gün kullanıyor olsak da bedenimizde ne yaşandığının farkında değiliz. Bedenimizdeki kasları doğru şekilde kullanmayı bilmediğimiz için yoga pratiğine başladığımızda, vücudumuzun neler yapabileceğini keşfettiğimizde, kendimiz dediğimiz şeyi de nasıl tanımadığımız fark edip ben dediğim şeyin neler yapabileceğini keşfetmeye başlıyoruz. Bu şekilde bedenimizi sahiplenmeye, onu kullanmaya ve kendimizi anlamaya başlıyoruz. Bedenimizi sahiplendikçe de bedenimize yerleşmeye ve onu en iyi şekilde kullanmaya başlıyoruz.

Kitaplarınız hakkında da biraz bilgi alabilir miyiz? Mahabharata destanından esinlendiğiniz kitaplarınızda neler anlatıyorsunuz?

İlk kitabım “Patanjali- Ne Olduğunu Anlamak İstiyorsan Ne Olmadığına Bak” yoga felsefesi ve yoga sutralar üzerine yazılmış bir kitap.

Mahabharata serisi ise, bundan binlerce yıl önce yazılmış Mahabharata Destanı üzerine bir seri. Binlerce sayfadan oluşan Mahabharata Destanı, “bu görünenin ötesinde başka ne var” diyerek insanın merak ettiği ve insana dair her şeyi içinde barındıran muhteşem bir eser. Destanın bir tercümesi olmayan bu seride destanın önemli kısımlarını anlatıyorum.

Mahabharata’nın yazılışından bu yana binlerce yıl geçmiş olsa da insanın içinden geçtikleri ve içinde kayboldukları hala o zamankiyle aynı. Bu nedenle okuyucu destandaki karakterlere eşlik ederken, onların aracılığı ile kendi hayat hikayesine bakmaya başlıyor, kendi korkularına, endişelerine, peşinden gittiklerine… Ben de kitapta, hem bu hikayeler üzerine düşünecek ve kendi hayatlarına ışık tutacak bölümlerle hem de binlerce yıllık yoga felsefesini daha rahat anlamaları için açıklayıcı bilgiler içeren bölümlerle okuyucuya eşlik ediyorum. Birlikte kendi hayatımıza ışık tuttuğumuz bir yolculuktan geçiyoruz.

Mahabharata Toprak kitabında Pandava kardeşlerin incir ağacı altındaki sohbetinden anlıyoruz ki erdemli olmak, başımıza hep iyi şeyler gelecek anlamına gelmiyor. Bu konuyu biraz açar mısınız?

Ne güzel bir soru. Yoganın birinci basamağı yamalar (ahlak kuralları). İnsan hayatla bir arada uyumla yaşayabilmek ve kendi gerçek var oluşuna yaklaşabilmek için yalan söylememek, şiddet uygulamamak gibi maddeler içeren bu kuralları uyguluyor. Bunu hayat başına iyi şeyler getirsin diye yapmıyor ki zaten hayat zaten böyle bir matematik üzerine kurulu değil. Fakat ne oluyor, sen pratik yaptıkça kendi içinde değiştiğin için, hayat değişti zannediyorsun. Hayat aslında iyisiyle kötüsüyle aynı hayat, değişen sensin. Sen daha anlayışlı, hoşgörülü ve merkezinde kalabildiğin için hayat sana değişmiş gibi geliyor.

Duyguların, ateş, su, toprak gibi elementlerle ilişkisi konusunda biraz bilgi verir misiniz?

Gerçek sevgi yani koşulsuz sevgi hali dediğimiz hal elementlerin dengede olduğu hal.  Ne zamanki bu denge bozuluyor o zaman duygular ortaya çıkıyor. Örneğin ateş elementi dengede değilse öfke, hırs; toprak dengede değilse kıskançlık, korku gibi duygular ortaya çıkıyor. Enerji hep bir karşılık bulmak ister. Bu duyguların ortaya çıkış nedeni de dengeden düşmüş olan elementin tekrar o dengeye gelme ihtiyacı. Yani aslında hiçbir duygu ortaya sebepsizce çıkmıyor, hep insanın içindeki bir ihtiyaç neticesinde ortaya çıkıyor İnsan duygularını ve bunların ifade ettiği anlamı görmeyi öğrenince, ortaya çıkan bu duyguların içinde kaybolmak yerine elementi dengeleyerek farkındalıkla yaşayabilmeye başlıyor.

Zihin, beden ve ruh arasındaki dengeyi korumak için günlük hayatınızda uyguladığınız kişisel yoga ritüelleriniz nelerdir?

Mutlaka meditasyon ve asana pratiği hayatımda yer alıyor. Fakat bir yerden sonra insanın yaptığı her şey pratiğe dönüşüyor. Gerçekleştirdiğim eylemleri bir “iş” ya da “zorunluluk” olarak görmüyor aksine yaptığım her şeyde kendimi görüp, kendi var oluşumu ortaya koymak için gerçekleştiriyorum. Bu da tabii ki yıllarca süren pratiklerin neticesinde ortaya çıkan bir durum.

Özellikle ikili ilişkilerde ‘’ben böyleyim yapacak bir şey yok’’ demek yerine, kendimizi nasıl dengeleyebiliriz?

Herkesin zihninde yaşadığı deneyimlerin sonucunda kaydettiği bilgiler var ve bunların değişemeyeceğini düşünüp “ben böyleyim” diyor. Fakat insan istediği her zaman bu kalıpları değiştirerek başka biri haline dönüşme gücüne sahip. Bilimsel olarak da yoganın beyin aktivitelerini değiştirdiği bir gerçek. Yani dolayısıyla yoga pratikleri ile düşünce kalıplarınızı değiştirerek, böyle olmadığınız her an dönüşebilecek kadar güçlü olduğunuzu keşfedebilirsiniz.

Örneğin zamanında aldatıldın ve canın acıdı, kendini korumak için “sakın kimseye güvenme” diye bir kalıp yarattın. Bu kalıp o an senin işine yaramış olabilir ama hayatı kimseye güvenmeden yaşadığın zaman aslında çok sıkışık ve sevgiyi paylaşamadığın bir hayat yaşıyorsun. Aslında hayatının geri kalanını o an ihtiyacın olduğunu düşündüğün için yarattığın bu kalıba göre yaşamak zorunda değilsin. İnsan her zaman bunları değiştirebilir yeter ki değişmek istesin. Tabii ki bunlar bir anda olmuyor. Bazen bir video paylaşıyorum ve altına bunu nasıl yapacağız sorusu geliyor. Bunun tek bir cevabı yok. İnsan zihinsel ve bedensel olarak kendi üzerine çalışmaya başlayınca yavaş yavaş kendisi ile ilgili bütün konular ortaya çıkıyor. Ve bir gün bir bakıyor geçmişte olduğundan bambaşka bir insana dönüşmüş. Çünkü kendini olduğu hali ile bırakmadı, aksine bıkmadan usanmadan, kendi üzerinde çalıştı. Ve unutmayın ki dönüşüme karşı çok dirençli olduğunuz konularda psikolojik destek alarak da bu konulara katkı sağlayabilirsiniz.

Yoga sadece fiziksel bir aktivite değil, aynı zamanda bir içsel keşif ve farkındalık yolculuğu. Bu içsel yolculuğunuzda sizi en çok etkileyen deneyim nedir?

İnsan katman katman ve bu katmanlar birer birer ortadan kalkarken elbette insan birçok deneyimin içinden geçiyor. Bu deneyimlerin içinden üçü beni çok etkilemiş. İlk ikisi bu yola yeni başladığım zamanlarda. Biri yaptığım ilk derin meditasyonlardan birinde gördüğüm bir yer. İki hafta sonra yaptığım seyahatte, ilk kez gittiğim bir şehirde, “bilmediğim” sokaklarda bütün yolları bilinçli bir şekilde yürüyerek binaların arkasında kalmış bir yerde bu meditasyonda gördüğüm yeri bulmak. Diğeri yine bu dönemde bir seyahatte yaşadığım deneyimlerin bana aslında şu an olduğumun ötesinde biri olduğumu, yani sadece bu hayatı yaşayan biri değil, bir yolculuğu devam ettiren biri olduğumu hatırlatması. Yolun başındaki bu iki deneyim benim sağlam adımlarla yolu yürümeme sebep olduğundan ve bana beni hatırlattığından çok önemli benim için.

Üçüncüsü ise Myanmar’da manastırda geçirdiğim süre ve bu sürenin sonlarına yaklaşırken yaşadığım, her şey yerli yerine oturdu dediğim bir meditasyon süreci. Bu üç deneyim de yolculuğumda çok önemli noktalar oldu.

Yoganın sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer öyleyse, bu etkiler konusundaki düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?

Yoga tamamen bireysel bir pratik olsa da kişi dönüşünce ister istemez etkileşimde olduğu her şey de onunla dönüşmeye başlıyor. Düşünsenize siz pilatese gidip bundan fayda görüyorsanız sizinle etrafınızdaki tanıdıklarınız da hatta belki tanımadıklarınız da sizden ilham alarak pilatese gidip benzer faydaları görüyor. Dolayısıyla biz kendimizi daha iyi hale getirdikçe etrafımızda bunu gören bazı kişiler de bundan ilham alarak kendilerini daha iyi bir hale getirmeye çalışırlar. Dolayısıyla bu iyi olma hali bir dalga gibi yayılarak kitlelere ulaşıyor. Tıpkı benim de bu yolculuğa kendim için çıkıp şu an binlerce kişiye ilham olmam gibi. Dünyanın iyi olana çok ihtiyacı olan bir süredeyiz. Hepimizin kendi içindeki iyiyi bulup bir şekilde bunu yaşamına yansıtması dileğiyle.

PAYLAŞ