Writer: Aslı Eren
Date: 02/11/2023
Yurt dışında eğitim almamıza engel olan vize retleri neden kaynaklanıyor ve ne yapabiliriz?
Bir önceki sayıda olamamamızın üzüntüsünü bu sayıya yetişebilmekle biraz olsun bastırdık ☺️
O kadar yoğun bir dönem geçirdik ki, dergi yazımızı bile yazamadık. Az çok yurt dışı eğitim ile ilgilenenler beni daha iyi anlayacaklardır; özellikle seçimlerden sonra ülkemizde yurt dışına gitme isteği daha da artış gösterdi… Gelen telefonlar, görüşmeler, yardımcı olabildiklerimiz ve olamadıklarımız derken geriye dönüp baktığımda “Biz ne yaşadık?” dediğimiz noktada kalakaldık ☺️
Yardımcı olabildiklerimiz ve olamadıklarımız cümlesi bu yazımızın bir özeti gibi oldu aslında… Özellikle “yardımcı olamadıklarımız kısmı”. Tabii ki biz de isteriz ki bize gelen herkesi hayallerine kavuşturalım, onları en sevdikleri, en çok okumak ve yaşamak istedikleri ülkeye gönderebilelim ama maalesef bazı şeyler bizim de elimizde olmuyor. Bunun en büyük sebebi ise son dönemlerde artarak yaşadığımız VİZE PROBLEMİ.
Peki Öğrenciler Vize Almakta Neden Zorlanıyor?
Politik konulara hiç girmeden kısaca özetlememiz gerekirse, Türkiye’den gidecek ve yurt dışında eğitim alacak öğrencilerimizin asıl amacının eğitim olmadığının düşünülmesi. Öğrencilerin, tabiri caizse “o ülkeye kapak atmak”, ülkenin imkanlarından faydalanıp mülteci olarak orada kalmak isteyeceklerinin düşünülmesi. Bunun bir sebebi de zamanında gidip bunu yapan ve dönmeyen Türk öğrenci sayısının da oldukça fazla olması. Hele ki Malta’ya girip oradan Avrupa ülkesine kaçan ve yine Meksika sınırından Amerika’ ya kaçak giriş yapan bir düzine Türk öğrenci hikayesi duyunca biz de bazen verilen kararlara çok şaşıramıyoruz. Ama her zaman olduğu gibi, kurunun yanında yaş da yanıyor. Asıl amacı eğitim olan ve eğitiminden sonra o ülkede çalışmak için yasal yollardan kalacak olan öğrencilere de “mülteci” ihtimaliyle bakılıyor. Özellikle de tamamen saçma sebeplerle ret alan öğrencilerimizin yaşadığı tam olarak da bu oluyor.
Peki biz bu problemi nasıl çözeriz?
Size üzücü bir haberimiz var, bu problemi biz çözemeyiz ☺️ Bunun için ülkemizin sosyo – kültürel ve ekonomik olarak daha iyi koşullarda olması gerekiyor. Bizim yapabileceğimiz ise gelişen olayları, vize durumlarını iyi takip etmek ve ret alabileceğimiz kısımları minimalize etmek. Bunun için de ülke ve okul seçiminizi yaparken de oldukça önem taşıyan doğru ve profesyonel bir kurum ile çalışmanız önemli.
Vize başvurusunda bulunurken öğrencileri belli kriterler doğrultusunda değerlendiriyorlar ve başvurunuzda bu kriterlere ne kadar dikkat eder, vize alma oranınızı kendiniz ne kadar iyi değerlendirirseniz vize başvurunuzda o kadar başarılı olursunuz. Nedir bu kriterler;
Eğitim Durumunun Vize Alımında Önemi;
Şunu çok duyuyoruz; “Ben zaten okuldan kabul aldım, oraya öğrenci olarak gidiyorum, okul beni kabul etmiş neden bana ret versinler ki?” O işler maalesef ki öyle yürümüyor. Özellikle dil okulu başvurularında okulların reddettiği bir öğrenci olmuyor, parayı veren düdüğü çalıyor ve okuldan gelecek olan kabul mektubu size asla vize garantisi sağlamıyor. Vize başvurunuzda gideceğiniz ülkede alacağınız eğitim mutlaka ki önem teşkil edecektir ama asıl önemli olan Türkiye’de aldığınız eğitim olacaktır. 25 yaşından büyük öğrencilerde üniversite okumamış olması vizede ciddi bir problem yaratır. Ya da lise /üniversite hayatından sonra uzun süreli boşluk olması da sorun yaratır. Ya da eğitim alınan bölümden çok alakasız işlerde çalışıldı ise bunu başvuruda çok iyi açıklamak gerekir. Yeni mezun öğrencilerin vizede avantajı her zaman fazladır çünkü kariyerinden önce dilini geliştirmek isteyen, ya da yine eğitim hayatına devam etmek için gitmek isteyen öğrenciler durumlarını çok daha iyi açıklayabilmektedir.
İş Durumunuz Vizenizi Nasıl Etkiler?
Neredeyse her vize başvuru formunda şu soru vardır; mevcut durumunuz nedir? Öğrenci, Çalışan, Meslek sahibi, Ev hanımı, İşsiz… İşsiz bayağı kötü bir tabir oldu ama özellikle iş değiştirme durumlarında uzun süre işsiz de kalabiliyoruz. Buraya işsiz diyorsak çok iyi açıklamamız gerekir. Vize başvurularında gidecek öğrencinin Türkiye’deki mevcut durumu çok önemli. Okumuyorsa çalışması lazım, ya da işten ayrıldıysa aradaki boşluğu açıklayabilmesi lazım… Yoksa Türkiye’de iş bulamadığı için yurtdışında şansını denemek istediğini düşünebiliyor vize memurları. Aynı zamanda öğrencinin ya da sponsorunun ne iş yaptığı da önemli. Düşük gelirli birinin hesabında çok para varsa problem, ya da az maaşlı biri çocuğunu nasıl yurtdışına gönderiyor denildiği de çok oluyor. Kıssadan hisse ne iş yaptığımız, bu işin alacağımız eğitim ile bağlantısı, eğitim sonrası Türkiye’de aynı tarz ve hatta daha iyi bir işe devam edip edemeyeceğimiz hep vizede önem teşkil eden unsurlar oluyor.
Finansal Durumunuzun Vize Başvurunuza Etkisi?
Neredeyse %50 diyebiliriz. Eskiden yurt dışında eğitim almak isteyen öğrenciler için fiyatlar bu kadar yüksek değildi, bunun da başlıca sebebi kurların çok daha düşük olmasıydı. Şimdi bakıyoruz 3 bin Euro bize 100 bin TL olmuş. Bu nedenle hesabımızda yüksek gördüğümüz rakamlar karşı tarafa çok küçük görünebiliyor. Finansal durumu en basit mantıkla açıklayacak olursak eğer hesabınızda göstermeniz gereken miktar okula yapacağınız ödeme + orada eğitim alacağınız süre boyunca olması gereken yaşam masrafları tutarıdır. Tabii ki bu ülkelere göre farklılık gösteriyor, birçok ülke de zaten hesabınızda göstermeniz gereken yaşam masrafı tutarını size önceden söylüyor. Ama iş bu parayı hesapta gösterdik bitti olmuyor. Öncelikle hesabımızdaki paranın kaynağını da iyi açıklamak gerekiyor. Genelde öğrencilerime hesaplarındaki para miktarını soruduğumda şu yanıtı alabiliyorum; “size ne kadar lazım?” Ah ah… ☺️ Bana ne kadar çok o kadar iyi. Ama olması gereken parayı da bir anda hesaba koyacaksanız geliyor size nur topu gibi bir ret… Bu tarz durumlarda bu paranın borç alındığı düşünülüyor ve hem parasız hem de yalancı ilan edilebiliyorsunuz. Yani bu kısma dikkat; büyük para girişi varsa mutlaka kanıt konulması gerekiyor. Bir satıştan gelen gelir olabilir, o zaman satış sözleşmenizi eklemelisiniz. Ya da miras kalmıştır, onu bile tüm yeminli tercümeleri ile dosyanıza koymanız gerekiyor. En sevdiğimiz hesaplar ise paranın yavaş yavaş biriktiği hesaplar oluyor. Hatta bu birikim 6 ayı geçtiyse, değmeyin keyfimize… Bu durumda son kriterimize geçiş yapabilirsiniz demektir.
Bu Eğitimi Yurtdışında Alma Sebebiniz?
Neden bu eğitimi almak istiyorsunuz kısmı da mevcut durumunuz ve finansal durumunuz kadar önemli. Örneğin dil bölümünde okuyan bir öğrenci 2 ay dilini geliştirmek istiyorsa tamam, ama 9 ay dil eğitimi almak istiyorsa “senin zaten İngilizcen yok mu?” sorusu geliyor mutlaka. Lisans, yüksek lisans ve diploma gibi programlarda niyet çok daha iyi açıklanabiliyor çünkü Akademik Eğitim her zaman daha çok ciddiye alınıyor. Bunun da sebebi hem öğrencinin kendini bu kadar uzun bir programla yakmayacak olması hem de çok daha yüksek rakamların ödeniyor olması. Üniversite okuyacak bir öğrencinin dil eğitimi için giden öğrenci kadar vize riski bulunmuyor. O kısımda iş daha çok finansal sebeplere dönüyor. Ama özellikle dil eğitimi alacak öğrencilerin neden bu eğitimi almak istediklerini ve bu eğitime bu kadar yatırım yaptıktan sonra bu eğitimin öğrenciye geri dönüşünün ne olacağını mutlaka, mümkünse kanıtları ile açıklaması gerekiyor. İsim vermek istemiyorum J ama bazı ülkelerden şu tarz ret sebepleri görmedik değil;
Hep üzücü şeylerden bahsettikten sonra yazımızı biraz daha motive edici bitirelim istiyorum. Evet maalesef ki ülkemizde öğrencilerimizin aldığı vize retleri çoğaldı, ama niyetimiz gerçekten iyiyse bunu düzgünce onların istediği gibi açıkladığımızda zor şartlarda bile vizeyi alabildiğimiz çok fazla öğrencimiz oldu. Başvuru sahibinin durumunu doğru izah etmesi çok önemli. Pek çok ülke sadece evraklara ve formlara yazılan cümlelere bakarak durum değerlendirmesi yapıyor. Bu nedenle de birebir görüşme yapılmayan her başvuruda durumu detaylıca açıklayan bir başvuru dilekçesi olması da gerekiyor. Bu dilekçe / mektupların başvuru açısından hayati önem taşıdığını unutmamak lazım. Asıl niyeti “kaçmak” olmayan her başvuru sahibi vize alabilir, finansal durumu yeterli ise ve “iyi” niyetini iyi açıklayabilirse…
Her şeyden öncü şunu unutmuyoruz; bir hayalle yola çıktık ve ona kavuşmak için de azimle ilerliyoruz! Sadece doğru kişilerle ve doğru yollardan olduğuna emin oluyoruz. Son olarak da şunu asla unutmuyoruz; bir ülke bize kapılarını kapatıyorsa o kapıyı açacak farklı bir ülke mutlaka oluyor ☺️