Writer: NYX Magazine
Date: 28/11/2021
1878 yılından beri süre gelen uzmanlığıyla zeytinyağını eşsiz tadı, kokusu ve kalitesiyle tüketici ile buluşturan Komili’nin bu yıl 24. kez düzenlediği zeytin hasadı, 20-21 Kasım tarihlerinde Ayvalık’ta gerçekleştirildi. Komili Zeytin Hasadı bu yıl diğer senelerden farklı olarak doğanın insanlığa sunmuş olduğu mucize değerdeki zeytinyağının Anadolu’ya olan aidiyetinden ve yarattığı kültürden hareketle kültür rotası konseptiyle düzenlendi. 24. Komili Zeytin Hasadı’nda; Şair, Yazar ve Araştırmacı Sunay Akın birbirinden anlamlı öykülerle Komili Kültür Rotası noktalarına özel anlatımlar gerçekleştirdi. Beslenme & Diyet Uzmanı, Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti Dilara Koçak anıt zeytin ağaçlarının yarattığı değer ve insanlık için önemi ile iyi zeytinyağının beslenmedeki kıymetine değinirken, Yazar & Şef Ömür Akkor muhteşem yemeklerin hikayeleri eşliğinde zeytinyağının Anadolu’daki rotasının izini sürdü ve eşsiz bir deneyim sundu.
Zeytinler dalından toplanırken kurulan hasat sofrasına Ömür Akkor tarafından odun ateşinde dövülen Balıkesir mutfak kültürünün vazgeçilmezi keşkek damgasını vurdu. Ege’nin yöresel dansları eşliğinde hasat alanını şenlendiren folklor gösterisinin ardından toplanan zeytinler sıkım tesisine götürülüp zeytinyağına dönüştükten sonra şişelendi. Ömür Akkor’un tasarladığı hasat akşam yemeği menüsü ise zeytinyağının Anadolu’daki rotasının izinde hazırlanırken, akşam yemeği alanının girişine kurulan Anadolu Zeytinyağı Atlası’nda ise her bölgenin kendi zeytinyağlı yemekleri harita üzerinde bir görsel şölen olarak yerini aldı.
Hasat programının ikinci gününde Komili Anıt Ağaç projesi kapsamında 1100 yaşındaki anıt ağaç ziyareti gerçekleştirilirken 24. Komili Zeytin Hasadı anısına 1100 yaşın üzerindeki anıt ağacın zeytinlerinin hasadından elde edilmiş zeytinyağı katılımcılara hediye edildi.
Bunge Gıda Türkiye Ülke Lideri Turgut Yeğenağa 24. Komili Zeytin Hasadı için hasat alanında yaptığı konuşmasında “Geçtiğimiz sene 200 bin tonun altında olan zeytinyağı rekoltesi bu sene Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) tarafından 240 bin ton olarak açıklandı. Verimli bir yıl geçirdiğimiz için bizler de Komili Ailesi olarak çok mutluyuz. Bu veriler iklim şartları ve bakım çalışmalarıyla yükseliyor. Biz de Komili olarak yoğun bir şekilde çalışmalara devam ediyoruz. Önümüzdeki sene de rekoltenin artması için daha çok çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
Sürdürülebilirlik ve zeytinyağı kültürünün gelişmesi için yürüttükleri Anıt Ağaç projesini de anlatan ve bugüne kadar yaklaşık 20 milyon zeytin ağacını taradıklarını açıklayan Yeğenağa; “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile gerçekleştirdiğimiz Anıt Ağaç projemiz kapsamında yaşlı ağaçları kayıt altına alıyoruz. 2018 yılında başlayan projemiz kapsamında şu an tescilli 81 ağacımız bulunuyor. Buna ilave” olarak 227 zeytin ağacının da tescili yakında geliyor. Kanunen zeytin ağaçları kesilemiyor fakat maalesef sökülerek yerleri değiştirilebiliyor. Projemiz kapsamında anıt ağaçlar tescillendikten sonra yerleri değiştirilemiyor böylece koruma altına da alınmış oluyorlar. Bu sebeple de kültürün devamlılığı ve gelecek nesillere aktarımı açısından da projenin bizim için önemi çok çok büyük.
Zeytinyağı bu topraklar için bizim toplumumuzla da bağdaşan çok önemli bir kültürel değeri ifade ediyor. Buradan hareketle bu yılın konseptini zeytinyağı kültürüne dikkat çekmek adına Komili Kültür Rotası olarak belirledik. Bu yıl hasatta kültür rotamızın izinde lezzet ve sürdürülebilirlik kısmını Dilara Koçak ve Ömür Akkor anlatırken, bölgenin tarihiyle beraber kültürüne dokunan hikayeleri ile Sunay Akın yanımızdaydı. Şeflerimiz Elif Edes Tapan ve Türev Uludağ da bize ve projemize verdikleri destekle bizimleydi. Ayrıca bu yıl hasatta Anıt Ağaç projemizden hocalarımız ve tabii zeytinyağı kültünün bu topraklardaki geçmişini ararken yanımızda olan arkeoloji biliminin önde gelen isimleri de bizi yalnız bırakmadı. Katılan tüm dostlara, zeytinyağı gönüllülerine hasada katıldıkları bize ve projemize verdikleri tüm destekler için teşekkür ediyorum” dedi.
Hasat sofrasını Ayvalık yöresel mutfağının önemli isimleri ile hazırlayan Yazar & Şef Ömür Akkor hasat alanında keşkek, pilav ve nohut ile yörenin ünlü patlıcanlı böreği ve zeytinyağlı kalburabastı ikramından sonra yaptığı konuşmasında zeytinyağının bir Anadolu ürünü olduğunu vurguladı. Zeytinyağının sağlıklı oluşuna da dikkat çeken Akkor; “Zeytinyağının Anadolu menşeili olduğunu söylüyoruz. Zeytinyağının Adıyaman’dan Gaziantep, Kilis, Akdeniz faunası ve Tarsus’a oradan iç taraflara, 2000 – 2500 yıl önce Burdur Sagalassos’tan Ege kıyılarına yaptığı yolculuğu ve yarattığı kültürü, arkeoloji biliminin bize aktardıkları ile biliyoruz. Kısacası zeytinyağı için çok çok eski bir Anadolu gıdası diyebiliriz. Sadece sağlık bakımından değil, bizim kendi ulusal kimliğimiz açısından da zeytinyağı Anadolu’nundur. Anadolu’dan dünyaya yayılmıştır ve Anadolu kimliğini taşır. O yüzden bizim için bu hasat çok önemli. Zeytinyağı sağlıklıdır ve ömrü uzatır gibi artık çok iyi bildiklerimizin yanı sıra artık kültürümüz için çok daha önemli bir gerçeği biliyoruz ki zeytinyağının menşei Anadolu’dur” dedi.
24. Komili Zeytin Hasadının ikinci gününde Komili Anıt Ağaç projesi kapsamında 1100 yaşındaki anıt ağaç ziyareti gerçekleştirilirken projeyi ekibi ile sürdüren Balıkesir Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Abdullah Soykan Anıt Ağaç projesini konuklara anlattı. İnsanoğluna karşı verdiği zaferi kazanmış tüm kahraman anıt ağaçlara alkış isteyerek başladığı konuşmasında Beslenme & Diyet Uzmanı ve Sürdürülebilir Yaşam Aktivisti Dilara Koçak; “Dünya nüfusu arttıkça insanlık azalıyor. Bir beslenme uzmanı ve aynı zamanda bir sürdürülebilir yaşam aktivisti olarak son yıllarda aklımı insanı beslemeye değil gezegeni beslemeye yoruyorum. Çünkü günümüzde insanların ve tüm geleceğimizin iyi ve sağlıklı olması için öncelikle dünyamızı iyi beslememiz ve ona iyi bakmamız gerekiyor. Bugün artık iklim krizi sebebiyle toprak, hava ve su hasta bunu biliyoruz ve buna göre davranmak, insanoğlu olarak kendimize çekidüzen vermek zorundayız. Binlerce yıldır bize bakan bu topraklarda 81 tescil edilmiş ağacın yanı sıra tespit edilmiş 227 ağacın olması çok üzücü daha çok olması gerekirken bu sayının bu kadar olmasından sorumluyuz. Eğer biz ağaçlarımıza, doğaya, suya, toprağa iyi bakmazsak onların da bize iyi bakması mümkün değil. Zeytinyağının kalp hastalıklarından kansere, cilt hastalıklarından beyin sağlığına olan faydalarını biliyoruz. Bunu artık bütün dünya bilim otoriteleri kabul ediyor. Biliyoruz zeytinyağı beslenmede baş tacı dolayısıyla geleceğe ait gıdalara baktığımızda geleceğimiz geleneksel gıdalarımızda, başka çıkar yolumuz bulunmuyor. Ben geleceğimizin gelenekte olduğuna inanıyorum. Geleneksel pişirme yöntemlerimize ve gıdalarımıza dönersek toprağı iyileştirmek adına havayı, suyu iyileştirmek adına bir şeyler yapıyor olacağız. Kısacası Anıt Ağaç gibi projelerimiz olduğu müddetçe geleceğimize sahip çıkabiliriz. Bu vesileyle tüm yaptıkları için Komili’ye ve projede yer alan akademisyen ekibe de teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız” dedi.